26 Kasım 2009 Perşembe

Please, pleasee..

Bir gün önce Düzce’de olmama rağmen, 6 saat yol gitmiş olsam da,yataktan kalkarken huysuzlanmadım bu sabah. Bolu dağlarının güzel renkleri içime işlemiştir belki…

Üç kere adliyeye gitsem de, toplamda 6 kere alt geçitten geçip, bir o kadar merdivene de kasvetli bir binada tırmansam da, onca suratsız insana gülümseyerek ricalarda bulunsam da, adliyedeki iş bırakma eylemlerine maruz kalsam da sinirlenmedim hiç.(azcık surat asmış olabilirim)

Bizim parkta her eylemde çalan “ölürüm türkiyem” şarkısı bile güldürdü bugün beni. Evet o meydanlarda bağıran çağıran herkes ölüyordu “Türkiyem” koşullarında dedim içimden. Acaba ne zaman ben de işi gücü bırakıp döküleceğim bu meydanlara? Oysa bir sendikam bile yoktu.Başka bir bahara kalmıştı eylem hayallerim.

Bankaya gidip, uzun uzun bekleyip 5 ‘e doğru işlerimi biterebilsem de çatmadım kimseye, kimseyle kavga etmedim bugün, rast gitmeyen işler için kimseyi suçlamadım…

Burger’ a gidip 6 menü sipariş ettim. 8.75 kampanyasından. Onları taşırken düşüreceğim diye korkmadım. Yerken suçluluk da duymadım. (Hepsini tek başıma yemedim tabiî ki)

Bazı günler içimize işleyen o huzur, yüzümüzdeki o şapşal gülümseme “süreklilik” kazansa, daha mı mutlu yoksa daha mı enayi olurduk acaba?

So please let me get what i want this time..

2 yorum:

Quaim dedi ki...

Aaa ben bile burgerdan yemiyorum artik
iyh cok yagli civik civik.
Sevgiler, ii bayramlar :)

cometa dedi ki...

sen bile ne demek zaten, sen sağlıklı yaşam gurususun, sen bir ender saraç, bir osman müftüoğlusun:))