29 Aralık 2016 Perşembe

bye 2016

2016'ın muhasebesini yapalım mı? kötü demeyin artık ona. yeter yüklendiğimiz. negatif her şey gibi, bu nefretten de usandım. ne meraklıyız nefret etmeye. ne dövdük be 2016 'yı.

ki ben de kötü şeyler gördüm. yaşadım. korktum. bundan kötüsünü görmem sandım. gördüm. ülkem için, dünya için, masum bir dolu insan için ağladım, ağlıyorum.

kendim için ne yaptım?

deli gibi spor yaptım. bedenime iyi davranınca onun da bana güzel dönüşleri oldu. sporun ruhuma da iyi gelebileceğini , belli bir yaştan sonra da olsa disipline girilebileceğini öğrendim.

seramiğe geri döndüm, yepyeni renklerle, tekniklerle tanıştım.

bir sürü kitap okudum. bu yıl çok okudum.

yine maraton koştum. bu yıl koşu derecesinde değil ama yardım derecesinde ilk 100 e girdim.
her yıl bir maraton hayalimi sürdürmeye devam.

o minik deftere hayallerimi yazmaya devam ettim.
o minik defter bana güzel dönüşler yaptı.
yeni yerler açtı, daha çok hayal et dedi.

2016 da yurdumun dışına çıkamadım.

ama yılın başında kars , ortasında samsun, yazın başında ege, yılın sonbaharında akdeniz sularındaydım. konyaya her yıl olduğu gibi yine gittim. binlerce kez de ankara istanbul arası mekik dokudum, bazen 10 günde 6 kere uçağa bindiğim oldu. yolculuklarda insanları seyrettim, telefon konuşmalarını dinledim, hangi dergi sayfalarında takılıp kaldıklarını, nasıl yemek yediklerini izledim. keşke işim bu olsa. bu işin adı ne olurdu?

yeni yıldan dileğim;

bir ton.

ama en çok umudumu kaybetmemek. ben güzel şeyler okuduğumda, bir grup insan bir yere doluşup yeni bir şeyler öğrenirken, müzik dinlerken gözleri dolan insanım, mutluluktan. bunlar hep olsun. bu hissi kaybetmeyeyim. ben yine gayret edeyim. çalışayım elimden geldiğinde, kendimi adam etmekle başlayayım, belki bir gün dünya da adam olur. ve seveyim. hep çok seveyim.
başka da ne olsun?

18 Ekim 2016 Salı

bugün çok sıkıldım.

biraz dinlenmek istedim. instagramımı sildim. (üç ayrı hesabı olan bir kişi için büyük dinlenme) cumartesi vapurda giderken, herkes gibi ben de bir anlığına , herkesin telefonuna kafasını gömdüğü o anı görünce aman sileyim şu hesaplarımı biraz dedim. ne kaçırırım? neyin moda olduğunu, alternatif spor hareketlerini, harika yemek tariflerini. ama biraz kaçırsam dünyam rayından çıkmaz herhalde.

sonra sabah instagrama bakmazken, serviste olduğum o anda sarı ağaçları farkettim, arkasındaki sarı evle. ne zaman sarardılar bilemedim ama onları gördüğüme sevindim.

altı hafta spor bana yasaklandı, iç bunaltılarımla, kış öncesi depresyonumla baş etmem biraz zorlaştı ama zaman çabuk geçer.

mr. robot u seyrediyorum. uzun süredir seyrettiğim en güzel dizilerden biri. tavsiye ederim.

hala inside out u seyretmemişseniz onu da tavsiye ederim.

siz orda mısınız? tavsiyelerimi duydunuz mu? bilmiyorum.

bugün çok sıkıldım.

23 Eylül 2016 Cuma

otur baştan yaz beni

öğleden sonra otaryolara bakıyordum.çok severim onları, çünü ıslak lastik parçaları gibi parlarlar. suyun altında halkalar çizerek dönüyor, , her iki dakikada soluk almak için başlarını çıkarıyorlardı, ben de onlara acıyordum: "zavallı hayvancıklar, , ne tekdüze bir yaşamları var, "diyordum içimden, sonra düşündüm: ya biz? biz ne yapıoruz? bütün hafta suyun içinde dönüyoruz, sonra cumartesi, saat altıya doğru Helene de Thianges'da başlarımızı çıkarıyoruz, sonra salı günü Düşes de Rohan'da, Madeleine Lemaire'de , pazar günü de Madam de Martel'de ... aynı şey yaptığımız. Siz de bölye düşünmüyor musunuz?



iklimler

22 Ağustos 2016 Pazartesi

hiraya notlar

gelecekte de  burası olur mu? ben olur muyum? hira bizim hayatımızda olur mu? bilmiyorum. ama çocuk dediğinin hatırası olmalı. 1 mayıstan sonra telefon dışında haber alamadığımız hirayı, biz istanbuldakiler telefondan, ankaradakiler de bizzat 19/08/2016 da görebildi. bunlar da o günün notları olsun.

saçların uzamış, simsiyah. yaraların pembeleşmiş, çok daha iyi. zeynebi görmüşsün. sudenin saçları daha uzun diye biraz üzgünsün. annem seninkiler de uzayacak diyor.

ihtiyaçların;
çocuk makası, güzel bir elbise, kalpli yastık (sudenin varmış) , boyama kitabı ve boyama kalemi.

bilikte kaldığın öğretmenlerini saydıktan sonra teyzemin en çok hangisi ile kalmak istersin sorusuna, sizinle diyorsun.

ayrılık vakti gelip çatınca anneni görüp görmediklerini soruyorsun." annen  çalışıyor."
sen de diyorsun zaten; annemin payası yok.

güzel günler görelim hiroş.
seni hep görelim inşallah.

içimizdeki şeytan

"Fakat şu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün… Fakat içimde öyle bir şeytan var ki… Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalışmak boş… Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde bir oyuncağız… Senin dünyaya hakimiyet planların bile eminim ki onun mahsülü"

21 Temmuz 2016 Perşembe

ne sen bulutsun ne de ben yağmur

buraya güzel şeyler yazacağımm. sevdiklerimi , hayatımı, yaşadıklarımı güzel hatırlayacağım.
mesela o anlardan biri vardı;

son bahardı, sabah olmuştu, güneş doğmamıştı, evi lambanın sahte ışığı doldurmuştu ama  evde erken kalkmış, acılara tutunmak söyleyen biri vardı, insan başkasının onu dinlediğini bilmediğinde, en güzel o anda şarkı söyleyebiliyor olabilir miydi?

sonra bir gün kış geldi, çok sevdiğim biriyle kalbimizi tamire uzaklara gitmiştik, yollara karlar yağmıştı, ilk kez tanıştığımız, hiç unutmayacağımız insanlarla karşılaşmıştık, onların kalplerinden ne geçiyorsa hisettik.bir gece evde saz eşliğinde, türküler söylenirken acılara tutunmak çalsınlar istedim, çaldılar, o anda uzaktan bana eksideki o an geldi. sonra o an yaşadığımıza eklendi. kocaman oldular.

sonra bir gün bahar geldi, dışarda ağaçlar çiçeklendi, evde max ritcher çalıyordu, o anda koltukta yatan biri bana dönüp baktı, çocuk gözleri doldu, biraz ağladı. ne oldu dedim? bahar geldi, sen burdasın, şarkı dedi.

sonra bir gün yaz geldi, geceydi, simsiyahtı, çok karanlıktı, ateş böceklerini görünce şaşırdığım için mi korkmuştum, çocukluğuma gittiğime mi sevinmiştim? aynı yolda yine bir yaz  sabahı dünyanın en güzel yağmuru yağdı. sanki bana sarıldı.

bana birşeyler anlatılmasına da , anlatmaya da bu ara çok ihtiyacım var.

ama dışarda siren sesleri, herkes susmuş.

şimdi hüzünlü bir akşam, susmuşuz, durgunuz hepsi bu.

yani şarkılar iyi ki var.

kendini bulabilirsin ve sana anlatırlar, anlattıklarını dinlerler, biraz da dokunurlar.

4 Şubat 2016 Perşembe

ne olmamış kul imişim dünyada

bugün kolum kanıdım kırık. iki minik kız biri 2.5 biri 4 yaşında. biri ameliyatta, diğeri ameliyat sonrası yoğun bakımda. aklım onlarda. tanımadığın insan için ettiğin dua kabul olur derdi dedem.ben bazen yolda rastgele seçerdim birilerini onlar için dua ederdim. sahi ne kadar oldu yapmayalı? o minik kız kardeşler için dua edin bugün.

dünya hiçbir zaman güzel bir yer olmayacak.
çok üzgünüm.