21 Temmuz 2016 Perşembe

ne sen bulutsun ne de ben yağmur

buraya güzel şeyler yazacağımm. sevdiklerimi , hayatımı, yaşadıklarımı güzel hatırlayacağım.
mesela o anlardan biri vardı;

son bahardı, sabah olmuştu, güneş doğmamıştı, evi lambanın sahte ışığı doldurmuştu ama  evde erken kalkmış, acılara tutunmak söyleyen biri vardı, insan başkasının onu dinlediğini bilmediğinde, en güzel o anda şarkı söyleyebiliyor olabilir miydi?

sonra bir gün kış geldi, çok sevdiğim biriyle kalbimizi tamire uzaklara gitmiştik, yollara karlar yağmıştı, ilk kez tanıştığımız, hiç unutmayacağımız insanlarla karşılaşmıştık, onların kalplerinden ne geçiyorsa hisettik.bir gece evde saz eşliğinde, türküler söylenirken acılara tutunmak çalsınlar istedim, çaldılar, o anda uzaktan bana eksideki o an geldi. sonra o an yaşadığımıza eklendi. kocaman oldular.

sonra bir gün bahar geldi, dışarda ağaçlar çiçeklendi, evde max ritcher çalıyordu, o anda koltukta yatan biri bana dönüp baktı, çocuk gözleri doldu, biraz ağladı. ne oldu dedim? bahar geldi, sen burdasın, şarkı dedi.

sonra bir gün yaz geldi, geceydi, simsiyahtı, çok karanlıktı, ateş böceklerini görünce şaşırdığım için mi korkmuştum, çocukluğuma gittiğime mi sevinmiştim? aynı yolda yine bir yaz  sabahı dünyanın en güzel yağmuru yağdı. sanki bana sarıldı.

bana birşeyler anlatılmasına da , anlatmaya da bu ara çok ihtiyacım var.

ama dışarda siren sesleri, herkes susmuş.

şimdi hüzünlü bir akşam, susmuşuz, durgunuz hepsi bu.

yani şarkılar iyi ki var.

kendini bulabilirsin ve sana anlatırlar, anlattıklarını dinlerler, biraz da dokunurlar.