23 Temmuz 2019 Salı

Karadeniz Gezisi Gün 1 Trabzon



Uçağımız sabahın köründe olmayınca, rötar vs yaşamayınca, güneşli bir havada neşe içinde Trabzon’a varıyoruz. Otel olarak Dedeman’ı seçtik, lokasyon olarak Trabzon’un dışında sayılsa da, İstanbullular için şehir merkezi neredeyse bir bakkal mesafesinde. Otele geldiğimizde kahvaltı halen devam ediyor, hızlıca bir şeyler yiyoruz. Odamız güzel, her yer temiz. 2 saatlik bir uyku keyfinin ardından, dolmuşla merkeze iniyoruz.
Karnımız aç. Kalkanoğlu pilavcısında, kavurma, pilav, hoşaf ve sütlacın ardından, kemer altında turluyoruz, kuyumculara girip, Trabzon hasırı tarttırıyoruz, satılık civcivleri ezilmekten kurtarıyoruz, bir ara market arabasında, papyon takmış iki kazı süren bir kadınla karşılaşıyoruz, esnafla muhabbet edip, pidecilerin dükkanlarına ağzımız sulanarak bakıyoruz, Ayasofya kilisesine çıkıyoruz, Atatürk köşkünü ziyaret ediyoruz, köşkün bahçesinde çay içip, dönelim dediğimizde neredeyse 3-4 saattir gezindiğimizi fark ediyoruz ve yoksa yine mi acıktık?
Bu sefer yine merkeze inip tesadüf eseri Akçay’ın önünde dolmuştan iniyoruz. Akçay’da dönerin ardından, Beton Helva’dayız. Kürşad dondurmasını yaz helvası ile yiyor, benim geçen seferden aklımda kağıt helva ile yememek kalmış. Kürşad’ın hiç kağıt helva yemediğini öğreniyorum. Ve tabii bayılıyor. Akşamı Trabzon Çarşı’da ara sokaklardan birinde 3. Nesil bir kahveci de noktalıyoruz. Gelene geçene bakıp, Yomra dolmuşu ile tekrar otelimizdeyiz.
Küçük yerlerde insan nedenini bilmediğim bir şekilde daha mutlu, daha anda. Her anın daha keyfini çıkarıyor. Ya da sadece tatilde olduğumuz için bana öyle geliyor.