20 Haziran 2012 Çarşamba

without you

Sabahları polo büyüksün reklamıyla , işe gelince lana del ray summertime sadness la itinayla hüzünlendiriyorum kendimi, yolda yürürken, güneşten kuruduğuna mı yoksa ezildiğine mi karar veremediğim kurbağalar görüyorum, güneşin insanı yakarak yalayan ışınlarına maruz kalıyorum, hep iştahım kesildi sanıp, yine de acıkıyorum, yiyorum.
Zamanım değişiyor, öyle hissediyorum. Bir şeyler değişiyor.
Günler de geçiyor işte.Güzel geçiyor.

4 Haziran 2012 Pazartesi

arm partY!

 5-6 yaşlarında plastik, fosforlu halka bilezikler takıp, sürekli olarak sayılarını arttırmaya çalıştığım günlerden beri bir bileklik delisiyim. Renkli severim, çok severim, havalar ısınır ısınmaz tüm bulduklarımı kollarıma takarım. Onlar kolumda iz yapar ama öyle yanarım.

Bu aralarda örgü, makrome ve benzerleri moda olduğu üzere ben de orada burada hep bileklikler aradım, ama ya çok uçuk fiyatlara gördüm, ya da beğenmedim derken çok yakınımda bir hazine buldum.

Sevgili kuzenim Büşra benim gibi arayıp bulamadığı bilekleri, önce kendisi için yapmaya başlamış, sonra birkaç arkadaşına hediye etmiş. Şu an talepler arttığından, halhal ve bileklik üzerine seri üretime geçmiş durumda:)

Ben kollarımı çoktan donattım bile:)

Bileklikler gibi renkli bir hafta dilerim.