27 Ağustos 2014 Çarşamba

a mano

anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki.keşke filmi olsa diyorum bazen yaşadıklarımızın. izleye izleye tüketsek hissedilenleri ve izleye izleye kavuşsak. o kadar göresim var ki. iki çift laf edesim.21 gün oldu.boğazım düğüm.

21 Ağustos 2014 Perşembe

hayat işte

Ölümle yakın münasebete girdiğim her durumda olduğu gibi bu sefer de hayat birden hem çok anlamlı hem de çok anlamsız gelmeye başladı. Oldum olası zamanımızın az olduğu hissiyle yaşayan bir insan olarak şu an yine bir 30 yıl sonra emekli olmak üzere neden çalıştığımızı sorguluyorum, bazen alışveriş yapan insanlara (sanki hiç onlardan biri olmamışım gibi) uzaylıymışçasına bakıyorum. Neden ev aldığımızı, neden para biriktirdiğimizi ve bir gün bu dünyadan gittiğimizde arkamızdan üzülecek ya da üzülmeyecek (bence her ikisi de aynı derecede kötü) çocuklar dünyaya getirirken nasıl bu kadar kendimizden emin olduğumuzu falan düşünüyorum.


Sonra geçiyor, daha çok deniz kenarına gideyim diyorum, yeşil ağaçları görünce çam kokusunu içime çekiyorum, dayımın böyle güzel şeyler gördüğünde sevinçle ve heyecanla beni aradığı geliyor aklıma, onu aramak istiyorum. Ama onun telefonu bizim elimizde artık. Şarj ediliyor ve kapanmıyor. Biz istediğimiz sürece açık. Bazen karşıdan heyecanla neşeyle yükselen “Ahmet sesi”ne, onun burada olmadığını söylemek biraz zor oluyor ama hayat işte. Bugünlerde en çok bunu söylüyorum; hayat işte! Hayat neyse?

13 Ağustos 2014 Çarşamba

ya ahmet yebne gülsen

dayım gitti. aniden. pat diye. ya da kuş gibi. evet kuş gibi. uçarak. içim acıyor. inanamadım. inanamam diye onu görmek istedim ve gördüm ama yine de inanamadım. o kadar güzeldi ki. her gün acısı biraz geçecek biliyorum. ama acının bir parçası hep orada kalacak.  kocaman bir aile olduğumuz için her gün şükrediyorum. ama bir yandan da zor. çünkü zaman acımasız ve o kocaman ailenin bir parçası olan sevdiklerin seni bırakıp gidiyor.
aslında tüm bu olanları bahar'ın 4 kelimesi özetledi; dayım gittiyse herkes gidebilir. ama giderken o kadar çok işaret, hikaye, anı ve alınacak ders , okunacak kitap, öğrenilecek şey bıraktı ki  yapılacak çok iş var.
bana aldığı fırında ona yemekler pişirecektim daha. ve bana aldığı tencerelerimi  kullanmaya kıyamamıştım,o gelince yeni gözüksün diye. ama zaman beklemiyor.
dayım gitti. içimde kocaman bir acı. her gün biraz geçecek ama zor.