1 Kasım 2008 Cumartesi

Friday i m in love

Dün malumunuz mübarek cuma günü..
Metro altında camiye taşmış kalabalık, hocanın vaazını dinlemekte. (Bu arada Hocamız ekmeğin yıllık tüketimi konusunda öyle çarpıcı rakamlar veriyor ki, ziyan olan ekmek oranı konusunda bende şok oluyorum. )Yargıtay'a gideceğim. Hızlı adım ilerliyorum. Aman amcaların dikkatini çekmeyeyim, oradan bir an evvel gideyim diye telaşlıyım. Derken yerli Bridget Jones'unuz nerede göze çarpmak istemezse orada bakışları üzerine çektiğinden, metro içinde ne sergisi olduğunu anlayamadığı bir etkinliğe ait tabloları bir bir birrr deviriyor. Sayamadıysanız ben söyleyeyim toplam da 3 tablo yere seriliyor. Derken namaz nedeniyle ters çevrilmiş tabloları düz düz yerleştirip sonra ayy yanlış oldu telaşına kapılıyor bir dördüncüyü de deviriyor ve artık ne yapacağını bilemiyor. Sonrasında kıpkırmızı olduğunu hissettiğim yanaklarımdan fışkıran ateşe dayanamıyor, yürürken elbisemle dikkat çekmeyeyim derken, tablo macerasıyla tüm şimşekleri üzerime çekiyor ve oradan tabloları düzeltmeden kaçıyorum. Buradan sizlerin aracılığı ile ressamlardan özür diler, nacizane bir cuma vaazı da ben vermek isterim;Acele işe şeytan karışır.Birde İngilizlerin dediği gibi thank god its friday:)

Hiç yorum yok: