
Bu kısmı ofis arkadaşlarım umarım duymazlar, çünkü hep birlikte toplu bir rejime(katliama uğradık) girdik. Ama ben ilk günden fire verdim tabii ki.
Güzel ve leziz mantılarımız eşliğinde, düğünü yaklaşan Selma ve Altuğ’Nun türlü maceralarını dinledik, Erenimizle hasret giderdik..
Gecenin bombası Selma’dan geldi; “Şimdi insan evlenince bu yemek işi hassas konu tabii, işten eve gelmişim, deli gibi acıkmışım, yemek hazır, pişmiş , kaşığı/çatalı bir atıyorum ki deli gibi tuzlu, e haliye insanın siniri bozulur tabii” diyerek patlattı bombayıJ Bu sırada müstakbel evliliklerinde , işten eve Selma’dan önce gelen, koştur koştur yemek hazırlayan, bir de üstüne yemeği tuzlu yaptı diye Selma’dan azar işiten Altuğ geldi gözümüzün önüne ve hepimiz gülmekten öldük tabii:)
Davetiyelerimizi de aldık ve düğüne 2 perşembeleri kalmış bu çiftimizin pasta kesme esnasında çalacak şarkısının da toplu bir dansa oldukça müsait olduğunu öğrenince Eren ve Utku’nun sevincini ve çalışalım o dansı yapalım fikrini ortaya attıklarındaki heyecanlarını görmeniz gerekirdi. Hayır böyle tuhaf fikirler hep benden çıkar sanırdım ama şu an itibariyle sürprizi kaçmasın diye söylemediğim o şarkı eşliğinde dans çalışmalarına da başlama kararı almış bulunmaktayız.
Gece Altuğ’nun bana baktığı şahane fal eşliğinde bitti. Kafamdaki bütün o başı sonu gelmez düşüncelerden kurtulup, çok ferahlayacağımı, önümün çok açık olduğunu söyledi.
Neticede bu gece ne serin ne sıcak ama çok güzeldi. Bana da bayaa bayaaa iyi geldi.
1 yorum:
okurken dahi gülmekten çatladım:)
Yorum Gönder