18 Mart 2010 Perşembe

Düğün Davetiyesi

Gecenin üçünde yatıp sabahın 7sinde kalkmış bir insan evladı nasılsa öyleyim bugün. Dün akşam önce Eren'in hem geçmiş doğum gününü kutlamak hem de kendisine "Ankaraya yeniden hoşgeldin" demek maksadıyla italic de toplandık. İtalic de birşey yemeyin arkadaşlar gerek yok bence.İlk yediğim ile dün bir arkadaş tabağından otlandığım süreden 1 ay bile geçmedi ve ciddi bir gerileme söz konusu bence. Tabii bir de Kürşad sizi göstererek; "makarnalar için kötü dedi arkadaş" falan derse hiç yemeyin zaten, içine falan tükürler, olabilir yani.
Neyse lafı uzatmayalım, Eren,Selmoş, Altuğ, Utku, Aras( Aras bak senden bahsettim), Kürşad ve Berk ile hoş beş edip dağıldık. Bu arada Aras (yine senden bashettim) bir konuda bir nev'i beni çok mutlu edebilecek bir şey söyledi, bu da ilerleyen zamanlarda gerçekleşirse söylerim. (sanki çok merak etti de herkes)
Ve neyse yine lafı uzatmayım, cefakar Erencim beni gecenin sonunda Didemler'e bıraktı. Didemler'e gidilmesindeki maksat Efe'nin Amerika'da oluşundan faydalanmak suretiyle kızkıza kaynatmak bir de benim için yüz yıldır görmediğim Pınar Hanım'ı görmekti.
Kendileri yok perdeci, havlu, gelinlik diyerek kıvırsa da benden önce Didem Hanım konağına varmıştı. Ve yanında bir sürprizi de vardı. Düğün davetiyeleri katlanmamıştı, ipleri takılmamış ve zarflara konmamıştı. Ama 3 kızın elinden de kurtulamazdı. Daha doğrusu biz öyle sandık.
Yazımın bundan sonraki kısmını Didem inatla inkar edecek olsa da , işe yüzde 10 yardım ederek beni çok mağdur etti. Pınar'ın canla başla çalıştığını söylememe gerek yok. Didem'in bir kaç kere zayii ettiği kelebekleri görüp, onu bir kaç kere farklı iş dallarına yönlendirmeye çalışsak da inadı seri üretiminin çok çok önüne geçti:)) Bir ara "hadi yarışalım, kim daha çok yapacak" diyerek onu motive etmeye çalışsak da kendisi bana çamur atmak suretiyle yarışmadan çekildi:))
10 gibi başladığımız "davetiye işi" bittiğinde saatlerimiz 3'ü göstermekteydi. Bu arada tabii ki kırçiçeğinde pide söylendi ve yendi, gülmekten karna ağrılar girdi, çaylar içildi.Bu arada gördüğüm en tatlı davetiyelerdi. Bilmem söylememe gerek var mı?Netice de bitanecik Didemim yaptı yataklarımızı ve sonunda huzura kavuştu bünyelerimiz.
Sabahın köründe kalkıp işe gitmek içine vin çeşitli köşelerinde hazırlanırken, cidden ortaokuldan beri tanıdığım bu insanlarla hayatlarımızın ne noktalara geldiğine şaşırdım bir an. Sonra Didem'in tostlarınız hazır sesiyle kendime geldim. (Didoşcum iyi ki yemişim o tostu yoksa saatlerce aç kalacakmışım)
Kikirdeye kikirdeye çıktık evden, güle güle bindik otobüse. Koşa koşa geldik işe.İşlerimiz pek gülünecek şeyler değil takdie edersiniz ki.
Öperim sizi.

4 yorum:

emelo dedi ki...

ya davetiyenin bir resmini koysaydın yaa.. kelebekler, kurdeleler - pek merak ettim takdir edersin ki :)

pınn dedi ki...

didom , mervim ikinize de çok teşekkür ederimm. canlarım benim. davetiyeler süper oldu. hepimizin eline sağlık :) bu kadr güzel bir davetiyem olduğu için çok mutluyumm..el emeği göz nuru :P öptümmss

earwen dedi ki...

evet doru inkar ediyorum..sen gelmeden de calistim ..son dakikalarda da ataga gectim merve hanim:)

cometa dedi ki...

emelcim o gün ne yazık ki hiçbirimizin makinesi yoktu, telefonla çektiklerimiz de çok başarısız oldu. en kısa zamanda bahar'a çektirip yazımı editleriM:)