Buralara yazamazken, spora başladım, spor dediysem abartmamak lazım ama en azından haftada iki gün fazladan 3 km yürüdüm, haftada bir gün pilatese gittim, bunun dışında evde kendi kendime de bir şeyler yaptım, etkisini de bir ayda gördüm, her sabah açıp karnıma baktım, biraz mutlu oldum, ama arada fire verdim.
zayıflasan da zayıflamasan da spor yaptıkça kendini iyi hissettiğin bir gerçek, kendimi o kadar iyi hissettim ki, bir an iş yerimin sıhhiye de olduğunu unutup, bu şortu giyip, işe gitme hayalleri kurdum, etekle de adeta bir blair waldorftum. ama alışveriş orucumun bünyemdeki faydalı etkileri neticesinde bunları almadım. alsa mıydıM?
hayat güzel dedim ve hep yaptığım gibi ayaklarımı denize uzattım. anları kafama kazımaya çalıştım.
bahar dallarını sevdim. onlara yanlarından geçerken selam verdim, bir şeyler söyledim.
arada diyetimi bozdum, istinye'de izmir lokması yedim. izmir'e de gitmedim dedim. bir gün gider miyim?
Diyet lokmayla bozuldu dedim, egeyi görmeye giderken efe'nin en sevdiği kurabiyeden de yaptım.
sonra pişman oldum babamla kendime annem yokken sabahları yumurta haşladım.
martılara baktım. baktım. baktım.
hayat boş ya yiyelim güzelleşelim dedim.
bugünler de biraz yiyor, biraz geziyorum hala.
öptüm doyasıya.
2 yorum:
acıktım ben şimdi :) zaralara bayıldım çok yakışmış her ikisi de, ama tabi güzide semtlerimizden sıhhiye'de düşünmesi bile ürkünç :)) istanbul'a bahar'ın yanına gittikçe giyersin olmaz mı :)
ay olur dimi gaye:)) alışveriş orucundan sonra yeni taktiğim bir kaç kere denemek ve hevesini almak:) işe de yarıyor bazen ama her an yoldan çıkabiliriM:)
Yorum Gönder