9 Mayıs 2012 Çarşamba

konyakonyakonya!

 Annem'in memleketi Konya, küçükken niyeyse hep beni ürperten ve tedirgin eden bir şehirdi. Büyüdükçe her yaz tatil dönüşü  etli ekmek yemek ve Mevlana'yı ziyaret etmek için uğranan bir şehre dönüştü, sonra da anneannem ve dedem'in mezarlarının orada olması sebebiyle hep özlem duyduğum bir yere...
Bilindiği üzere 1 mayıs tatildi, günü birlik bir yerlere kaçılabilirdi, böyle kısa geziler için Konya zaten bizim ekibin listesinde vardı.
 Ani bir kararla hızlı tren biletleri alındı. Ekibe dahil olanlar bir çoğaldı bir azaldı ve 1 mayıs sabahı 4 işçi 1 kişi; Annem, ben , Pınar, Candan ve karnındaki Tunamız olmak üzere yola koyulduk.

Gezimizi planlarken  Konyaya her gittiğimizde Annemin teyzeleri ya da kuzenlerinde harika kahvaltılar ettiğimizden, kızları kahvaltı için götürebileceğim bir mekan bulmakta zorlandım. Teyzem Meram'da eskiden de gittiğimiz bir yeri önerdi, sonra Annem'in aklına, yemeklerinin müptelası olduğumuz Konya Konak Mutfağı geldi. Kahvaltı olup olmadığını telefonla öğrenip, yerimizi ayırttım.
Sabah  oraya ulaştığımızda zaten her şeyin sayımıza göre hazırlandığını gördük.
Kahvaltı muhteşemdi!
Özellikle tulum peyniri, enfes kaymağı ile mest olmuşken, masamıza Konya usülü saç böreği, su böreği, patates kızartmaları ve sucuklu menemen de gelince kendimden geçmişim. O yüzden fotoğraf masanın ilk halinden. Sonuç olarak yemekleri enfes olan bu mekanın kahvaltısını tek geçiyor, herkese öneriyorum!
 Kahvaltıdan sonra, önce mezarlık ziyareti yapıp, ardından Mevlana'da görüp görebileceğimiz her milletten insanla birlikte müzeyi gezdik, dua ettik, dilekler diledik.  Alaaddin Tepesini, "işte yavrularım konya dümdüz olunca burayı tepe sanmışlar" diyerek gezdirip, kahve içtik. Sonrasında Karatay Medresesi'ne ve Şems türbesine de gittik ki, küçük ve oldukça serin olan Karatay Medresesi benim gibi bir müze düşmanının bile çok hoşuna gitti. Tabii bu kadar yürüyünce yine acıktık ve etli ekmek için Cemo'ya gittik, burada Konya'nın meşhur tatlısı saç arasından yemeyi de ihmal etmedik. Bunun dışında Konya'da ne yesem derseniz, tandır için Hacı Şükrü'yü (saat 11:00 ve 15:00 arası gitmeniz gerek) tirit için Tiritçi Mithat'ı ve  Konya'nın yörese yemeklerini tadabileceğiniz, kahvaltıya da gittiğimiz Konya Konak Mutfağını öneririm.
Son olarak Konya staylaa diyerek uzun etek giyip gittiğim yolculuğa damgasını vuran,  eteğimi de paylaşmak isterim.  Kısa boylularda uzun etek giyermiş, olurmuş yaa.
Ve derim ki;yemeğe düşkünseniz, hava aşırı sıcak değilse, gezmeye meraklıysanız, hızlı trene atlayın bir Konya yapın , çok ısrar ederseniz, rehberlik de ederim:)

3 yorum:

Zuzu dedi ki...

Bolu Lokantasını unutmuşssun! Etliekmeğin babalarındandır...

Müge Hestbaek dedi ki...

Konya'yı hep merak etmişimdir. Bir gün mutlaka gideceğim. Fotoğrafların ne hoş. :)

cometa dedi ki...

çabimo; orayı bilmiyordum ama öğrenmiş oldum bir dahakine gideriz artıK:)

müge; teşekkür ederim:)