7 Mayıs 2010 Cuma

Hafta.


Haftanın Fıkrası

Bir abladan geldi. Mekan otobüs, istikamet Kızılay, ben ayaktayım kahramanımız benim biraz önümde, yanındaki arkadaşıyla dertleşmekte. “ Filiz faydası oluyor dedi, denedim ama ne fayda, hem o iki öğün dedi, ben her öğünden sonra yiyorum şu nesfeat’i amaa bir işe yaramadı”. “Acaba içine biraz bal, arada fındık katıyorum ondan mı olmuyor ki?

“E olmaz tabii nesfeat denilen şeyi öğünlerin yerine yiyecektin böyle tatlı niyetine değil” demek istedim de diyemedim sayın seyirciler, içimde kaldı.

Haftanın Sorusu

Annemden geldi. Aşk-ı memnu izlediğimiz esnada, Bihter siyah tüllü müllü, turuncu omuzlu elbisesiyle arz-ı endam ettiği esnada , reklam aralarında çıkan modacı kızları kastederek, sor bakalım o kızlara bu elbiseyi de ariel le yıkayabiliyorlar mıymış” dedi.Annem o reklamlarda sürekli kimsenin giymediği beyaz gömleklerin yıkanmasına gıcık oluyor. Biraz da lütfen renkliler üzerine çalışalım, annemin sinirini bozmayalım.

Haftanın olayı

Hıdırellez ve türlü türlü dileklerimizdi. Kimileri çaput işlerini bırakın derken, kimileri yepyeni fikirler üretti. Bahar fener’in küme düşmesini bile diledi. Upuzun listesinin sonuna adını ve soyadını da yazdı, karışmasın diyeymiş! Ben seneye T.C. numaranı da yaz, ya da nüfus cüzdanını da koy diyerek kendisine destek verdim. Soluncanmış böcekmiş demedim, toprağıda bir güzel kazdım. Sabah saat 9’a gelirken Didem telaşlı sesiyle Merve dileklerimizi geri mi alacaktık diye soruyordu, bazıları öyle der ama ben almam hiç dedim, ama tersini söyleseydim acaba eve mi dönecekti?

Haftanın Hüsranı

Kentpark’da geçen hafta deliler gibi aradığımız İtalyan dondurmacısının, gelatocunun dün itibariyle -1. katta olduğunu öğrenmemizdi. Bahar araştırmamız esnasında, ölmek üzere olan beni her katı 3 kere olmak üzere tavaf ettirdi de, ikimizin de aklına en alt katta bir dondurmacı olacağı gelmemişti.

Haftanın Sürprizi

Kürşad'ın yeni bir televizyon alması. Kararsızlığı ve isteksizliğine rağmen bu işi nasıl başardığı halen tahmin edilemiyor ancak tüm elektronikçilerde bir bayram havası varmış.

Haftanın Tatlısı

Bahar’ın patronunun 2 yaşındaki minik kızı. Kendisi ayrana bayram dediği için, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı, “anne ne güzeeeel içerizzz” diyerek karşılamış. Yerim onu ben.

Haftanın En Güzel Günü.

Tabii ki Cuma. Şüpheniz mi var?

2 yorum:

earwen dedi ki...

eve dönmiycektim ama içim huzursuz olcaktı..sen ne dersen güvenirim inanırım ben içim rahatlar bi..bak öyle düşünceğine kötü düşün sen hemen..

Allegra'nde dedi ki...

ahahah nesfitçi abla şahaneymiş :)

ayrıca kentparktaki gelatocu da dondurma yedim ben, limonlu biraz erimiş gibi ama şahaneeee tavsiye ederim bi dahaki sefere bulduğunuzda :)))