10 Mayıs 2009 Pazar

Erguvanlar

Perşembe sabahı erken bir saatte gelen telefonla devre dışı kaldım ben bir süreliğine. Telefonun ucundaki ses ağlıyor, ben ne yapacağımı bilmiyordum. Neyir babasını kaybetmişti. Önce altın kızlara haber verdim. Sonra duruşmaya girip Yudumla İstanbula koştuk.Aklımda hep İstanbula gitmek erguvanları görmek vardı Mayısta, ama keşke böyle olmasaydı...

Bazı anlar var ki, insanın elinden hiçbir şey gelmiyor. Sadece öyle durup, ara ara yanındakinin elini tutabileceğin, sarılıp acısını kendine almaya çalıştığın anlar var. O ağladıkça çaresizleştiğin, öylece kalakaldığın...

Bir de kardeş kadar yakın olmak var, gece herkesin nasıl sığdınız dediği bir yatakta pınar yudum merve ve neyir olarak sığmak, pınarı uğurladıktan sonra da didemi aramıza almak var, birlikte olmak, paylaşmak destek olmak var. Çokça üzüldüm ama birbirimize sahip olduğumuz için çok da sevindim, ne kadar şanslı olduğumuzu anladım bir kez daha...

Zeki Amcamızla çok güzel yemekler yedik biz, tatillere gittik, kahveler yaptık ona, tavla oynadık, anılarını dinledik,gece gezmelerimiz sonrası sabaha karşı uykusundan uyandırdık onu... Biz hepimiz kardeş olmuşuz arkadaş olduğumuz günden beri ve ailelerimiz de ailemiz olmuş onu anladım. Bir de ilk defa büyüdüğümüzü hissettim bu kadar net. Mekanı cennet olsun.
Foto:2006 Mayıs İstanbul (Didem/Merve/Yudum/Neyir)

1 yorum:

earwen dedi ki...

ağladım ya okurken:( iyi ki varsınız..çok seviyorum hepinizi..mekanı cennet olsun zeki amcamın..