31 Mart 2009 Salı

Üzerimde sevdiğin mavi elbisem...

Şimdi üstünde çarşaftan başka hiçbir şey olmayan, koyu pembe, mis kokulu çarşafımın üzerinde amaçsızca yatarken ve gözlerimi o garip mavi duvarlarıma dikmiş bakarken cam açık. Ben en çok akşamları cam açıkken üşümemeyi seviyorum. Çıplak ayaklı, limonata gibi havaları seven bir kızım işte ben. Bugünde hava çok güzel. Çirkin kaldırımlar, kalabalık yollar, kaba insanlar bile güzel. Ama içimde sonsuz bir ağlama isteği. Sebebi olmayan. Belki de sebebi vardır. Çok sevinmişimdir havalar düzeldi diye.
Sanki seninle balkonda oturup,limonlu çay içtiğimiz havalar gibi anla işte, şimdi bir de yapraklar hışırdasa hafiften tam olacak. Bugün ben yolda yürürken garip bir şekilde birden sen koktun. Eve gelip pijama çekmecemi açıp, öylesine bir şey ararken, senin en sevdiğim pijamalarını gördüm, gülümsedim. Bazen yüzlere bakıyorum. Senin olmayacağını bile bile, sana benziyorlar mı diye, dikkatli dikkatli bakıyorum insanların yüzüne.
Havalar düzeldiğinde de seni çok özlüyorum anlayacağın. Değişen bir şey yok.

Hiç yorum yok: