15 Eylül 2010 Çarşamba

Bağcıyı dövmeye geldim.

Başım dönüyor. Sabahtan beri. Küçükken ne çok dönerdi. O zamanlar hasta mıydım acaba? Midem de bulandı. Ne zor geldim ben bugün işe biliyor musun? İyi ki duruşmam yok. Sesler. Bazı sesler ne çok büyüyor kafada, sana da oluyor mu? İyi ki kulaklıklar var.
Radio virgin fena çalmıyor bu sabah. İstersen sen de aç dinle. Garip garip rüyalar gördüm. Allah hayırlara getirsin. Recoyu gördüm, polis kıyafetleri için de, sonra rüya içinde bir rüya görüp, üniforma giymek iyidir diye, rüyamda rüya yorumladım. Bir şeyler oldu, beni çok korkutan. Çok gerçekçi şeyler de gördüm şimdi uçup gitmişler. Küçücük bir tvyi sımsıkı sarmalamış bir adam rüyamda beni çok korkuttu mesela. Ve biraz da ülke meselelerine dair şeyler oldu. Dün dünyayı kurtarmaya çalışmış olmamızdan kaynaklanıyordur mutlaka. Bugün bitsin, yarın bitsin, öbür gün bitsin.Bitsin. Bir şarkı tuttum. Şimdi çalan bana olsun dedim.Reamonn-tonight çıktı."she never took the train alone, she hated being on her own.." Bu şarkının çaldığı bir an geldi aklıma. Güldürdü beni. Bazen film kareleri gibi her şey, ama o filmlere oturamıyoruz role giremiyoruz gibi geldi. Ancak filmlerde olur dediğimiz şeyler olunca da yok ben almayayım bu rolü deyişlerimiz geldi. Aslında bugün oldukça neşeliyim ama bir de bedenen öyle olsam.Hoşçakalın.

Hiç yorum yok: