24 Şubat 2010 Çarşamba

Reco Life.


Zaman zaman bizi çıldırtan, sofraya gelmeyen, kulağında kulaklık, duymamakta ısrar eden, geceleri sayıklayan , bizi önce korkutan, sonra güldüren, şımarmamıza müsaade eden, bazen bizden bile çok şımaran, her ortama girdiğinde kendini sevdiren ve bunun için hiçbir çaba harcamayan, hani derler ya “şeytan tüyü” olanlardan, bize güzel hediyeler alan, uzun süredir yapmasak da gece gezmelerine gittiğim, “şişenin dibini görmeyen sevdiğini görmesin” diye şişeleri tokuşturduğum,babamın has arkadaşı, sevilen adam, sıkı dj, iyi fotoğrafçı Recom doğdu bugün, iyi ki doğdu.

Biz onunla küçücükken papatyalar toplardık, kocaman bir arazide, sırt sırta. Yetmezdi bize o alan, çünkü dünya ikimizi içine alan bir çemberden ibaretti. Ve tek derdimiz en çok papatyayı kimin toplayacağıydı o zamanlar.

5 yaşına kadar çok didişmiş , çok kavga etmiştik. Öyle diyorlardı. Ve nihayet bir yaz tatilinde geçinebilmeyi başarmıştık. Aynı anaokuluna yazıldık, o hiç gelmezdi o ayrı. Sonra ilkokulda ayrıldık ama ortaokul, lise, üniversite hep beraberdik, hiç ayrılmadık. Derken işe girdik, iki sokak arka arkaya düştük.

Zamanla etrafımızdaki çember büyüdü, biz sırt sırta değil, yan yana durmaya başladık, arkadaşlarımıza arkadaşlar eklendi, kahkahalarımıza yenileri, üzüntülerimiz de oldu çokça ve birbirimize sarılıp ağladık o anlarda. Sonra uzun uzun ayrı kaldığımız günler de geldi, ama uzun uzun telefon konuşmalarıyla habersiz bırakmadık birbirimizi.

O ilk arkadaşım benim, ilk rakibimm ve hala kıyamadığım, her şeyden çok sevdiğim.

İyi ki varsın birtanem, çok seviyoruz seni.

Hep birlikte nice senelere..

Hiç yorum yok: