28 Aralık 2008 Pazar

Senden,benden,bizden...

Cuma Akşam.
Flat. Uzun süredir görülmeyen arkadaşlar epeydir hiçbir mekanda karşılaşmadığım kaliteli müzik, kahkaha.

Cumartesi Sabah.
Mehmet'e rastlama. Aniden ona takılma fikri. Dertleşme, alışveriş, güzel kahve, very bery muffin ve özlem giderme.

Cumartesi Öğlen.
Halk otobüsü şoförüyle tartışma, ardından otobüsü gaza getirerek ayaklanma çıkartma.Midesi, başı, dünyası döner bir şekilde otobüsten iniş.Karşıdan adamın birinin salladığı kırmızı bayrağa anlam verememe hali. Koşarak boş yoldan faydalanmaya çalışan ben. Sonradan öğrendiğim Atatürk koşusu koşucularından biriyle çarpışan yine ben. (Şaka değildir)

Cumartesi Akşam.
Big Chefs. Kalabalık bir masa. Etrafta sevdiğim insanlar. Pınarla birlikte aldığımız aynı bluzu giyerek pişti oluşumuz. Güzel yemekler. Yemeklerini yarım bırakan arkadaşlar. Sofraya çok tokum diye oturup, kendi yemeğini silip süpüren, sonra da yarım kalan tüm yemeklerin tadına bakan, ara ara da Efe’ye “sebzelerinden yiyorum diye bana gücenmiyorsun değil mi” diyen ben. Lezzetli doğum günü pastası, hediyesini beğenen, iyi ki doğmuş insan Didem, mekanın ışığından dolayı kırmızı kırmızı yağan kar, içimde benim olmalı hissini uyandıran mekan.

Pazar.
Evde sürekli pişen tepsi tepsi yeni yıl kurabiyesi.Fazla kaçan kabartma tozu sorunsalı. Bahri’nin hediyesi, harika eldivenler. Yarın işe ne giyeceğini bilen, hafif kalp ağırsı olan ben.

3 yorum:

earwen dedi ki...

dünyanın en güzel hediyeleri benimmm:) iyi ki doğmuşumum pek şanslıyım:)

Brajeshwari dedi ki...

koşucuya çarpmna güldüm..

uzun soluklu bir haftasonu olmuş:)Big chef'i bende çok severim.

Kar var mı orada da...

cometa dedi ki...

sewerim seni dido:)

brajeshwari bembeyaz burasI:)