23 Ağustos 2010 Pazartesi

inception.

Her zaman söylerim ben bir filmi anlatamam.Yine her zaman söylerim ben o herkesin yana yakıla izlediği bir çok seriden bir haberimdir. O yüzden bu filmi beğendiğimi söylediğimde “matrixle mukayese dahi kabul etmez bıraaak yaaa” nidalarını da anlayamadığımı belirtmek isterim. Zaten kız arkadaşlarımın tümü 90’lı yıllarda leonardo için ölüp biterken de ben olanı biteni kavrayamıyordum derim falan ve bu liste böyle uzar gider o yüzden bu noktada duralım.

Filme gelince ilk beş dakikası Cepa’daki güzide çalışanların sinema salonunun ışığını açık bırakmasından ve salondan kimsenin de poposunu kaldırıp dışarıya bu durumu beyan etmek istememesinden mütevellit biraz abondene olduk. Velhasıl filme dair önemli bir ayrıntıyı kaçırmış olmamız kuvvetle muhtemel ki benim filme dair anlamadığım pek çok şey de olmadı diyemem.

Ama bu filme gidipte konunun güzelliğine vurulmamakta olmazdı. Rüyalara girip çıkmak, rüyaların geçtiği mekanları tasarlamak, paradokslar ve niceleri beni benden aldı sayın seyirciler. Konu gerçekten de cezbedici ve yer yer “oooo bunu nasıl düşünmüşleeer, şunu nasıl yapmışlaaaaaar” dedirtici cinstendi.

Oyuncu kadrosunu Leonardo dışında bilmeyen biri olarak 500 days of Summer’ın yakışıklısı Joseph Gordon-Levitt’i yeniden görmek sevindirici ve güzeldi. Nine’da Guido’nun kederli eşi Marion Cotillard bu filmde de benzer bir şekilde Leonardo’nun çilesi bitmemiş karısı rolündeydi.Sürekli çalan fransızca şarkıda aklıma sürekli love me if you dare ‘yi getirmekteydi.
Ve beni tabii ki iki arada bir derede bir araya gelen karı kocanın aşkı, tutkusu da epeyce etkiledi ki bir klişe olma yolunda hızla ilerleyen You're waiting for a train; a train that will take you far away. You know where you hope this train will take you, but you can't be sure. Yet it doesn't matter, because we'll be together” cümle öbeği de facebook iletimi süslemektedir.

Filme dair saçma bulduğum iki şeyden biri, filmin konusunu oluşturan “görevin” manasızlığı olabilir.Diğeri ise kesinlikle filmin finaliydi. Eğer ikincisi çekilmeyecekse ki muhtemelen öyle bir şey olmayacaktır o muallakta bırakmaya bence gerek yoktu. Ohaa nasıl bitirmişş dedirmeti nedense bana. Aman Mr. Nolan ne de üzülmüştür ben böyle deyince tabii.

Netice de hiçbir filmi ikinci kere izlemesem de bu filmi bir kez daha izleyip biraz daha anlamayı çok isterim.Ben size bu filmi izleyin derim. Zaten ben mementoyu da zor anlamış ama çok sevmiştim.

2 yorum:

LeyL@ dedi ki...

AYNEN!!! :)
sana tamamen katiliyorum:)

cometa dedi ki...

:)) değil mi ama yaa:)