8 Temmuz 2009 Çarşamba

Bir Düğün, Bir Nişan, Biraz İstanbul...

Cuma sabah 4 te; sevinçle uyanıp, duşumu aldım, saçlarımı kuruttum giyindim, bir gün önceden itinayla yaptığım cdleri çantama attım, elbise torbamı koluma taktım ve yıllardan sonra, anne baba ve çocuklar olarak, kuzenimin düğünü sebebiyle İstanbul'a doğru seyahate çıktık.

Cuma öğlen;İçimde denizin üstüne oturmuş hissini uyandıran odamızda mutluluktan bir o yana bir bu yana savrulurken, kuzguncukta sokak arasında bulunan bir kuaförde beklenenin ötesinde başarı elde edilmiş saçlarla kuzenimin düğününe bir nebze de olsa hazır hale geldik. Makyajdı, takıydı derken tam takır olup, düğüne gittik.Siyah elbisemi giydim! Hayatımda gördüğüm en güzel gelini en güzel düğünü hepimiz çok beğendik. Yemeklere ve müziklere 10 üstünden 20 verdik!
Baharla her şarkıda "ayyy" diyerek içlendik:) Gece,bahri ve ben tıpatıp aynıı pijamalarımızla yatakta uyuymaya hazırlanırken Mehmet'intepemizde dikilmiş adaşı muhterem Doktor Öz misali bize lahana diyeti tarifi verişi esnasında gülme krizinlerine girdik:)Bütün bu sağlıklı yaşam ustası(!) Mehmet efendinin ise diyetin yedi gününü anlatır anlatmaz gidip bira içmesi ise ayrı bir ironiydi tabiİ:) Yine uykumun arasında "bahrii ayakların denize deyiyor dikkat et" tarzı sayıklamalarımı ve Mehmet tarafından şarkı dağarcığıma eklenmiş "çek git recocum buralardaaaan "adlı güzide eseri de unutmamalı:) Cumartesi günü; annemin otelden çıkıp gördüğü ilk vapura bizim de içinde olduğumuzu düşünerek binmesi, yanlış olan vapurun, hem de biz içinde yokken hareket etmesi, Mehmet, Bahri ve benimse iskelede kala kalışımız gibi komik bir şekilde başlamış olsa da nişantaşında hafif turlamaca, klasik bir beyoğlu, asmalı mescitle hasret gidermece, kadıköyde baylan ve sonrasında Ankara'ya doğru dönüşümüzle son buldu.Pazar sabahı ise, benim bitanecik pashamın nişanı vesilesiyle gözümü açıp kendimi yataktan atarak, teyzemlerde güzel bir kahvaltının ardından, kendimi önce panora paris kuaförde ve ardından bir kız isteme merasiminin ortasında buldum.(panora paris oldukça başarılı) Ayrıca nişan başı için 150 talep eden kuaförümüze nişan saçı demekten son dakikada vazgeçip, kaş göz yaparak yanıma çağırdığım saç yapan çocuğu "bu gece sürpriz bir evlenme teklifi alacak" diyerek motive ettiğimi ve makul bir fiyata mükemmel bir saçla oradan ayrıldığımızı söylemezsem de olmaz:)

Pazar gecesi ise;3. kez nişan tepsisini tutarak, bu konudaki jübilemi de yapmış bulunuyorum. (Yine de Bahri, Yudum ve Büşotum isterse artık 50 yaşına da gelmiş olsa tutarıM heralde:)Neyroşumuz dünya güzeli oldu ve çok keyifli bir geceydi.

Pazartesi, Salı, Çarşamba'yı da anlatacağım sanıp korkmayın. Yazım burada bitti. O üç günse bu aralar radyolarda çok sık duyduğum ama ne olduğunu unuttuğum reklam gibi; "bugün yarın ve hergün 15 haziran 2009" yani hafta içi her gün o hesap:)
Dip not:Bugün kimse benimle Cepaya gelmedi. Sadece çılgın alışverişten en az benim kadar zevk aldığı için değil tabi, amaa Kürşad artık gelsin:)

Dİp dip not: Rana ve Ali, Neyir ve Cihan çok çok çok mutlu olsunlar, hiç ayrılmasınlar inşallah:)

Fotolar: Düğünden, istanbuldan, nişandan...

3 yorum:

Hera dedi ki...

sevgili merve, yazılarınızı (senin ve bahar'ın) zevkle okuyorum.
normalde kişisel blogları sevmem ama sizinkiler daha içten, daha gerçek ve insanı okurken baymıyor:)
istanbul'u bu kadar çok sevdiğinizi biliyorum, bu sebeple bir sonraki gelişiniz için size şahane bir balık köftecisi tavsiye edeceğim:)

cometa dedi ki...

heraa güzel yorumun için çok çokteşekkürler, bahriye de ileteceğim:)

şahane balık köftecisinin adresini bekliorum:) öperimm:)

Hera dedi ki...

rica ederim:)
adını burdan vermiyim reklama girmesin.
maille yollarım:)