22 Haziran 2020 Pazartesi

meditasyon notlarım

cumartesi akşamıydı sanırım kısa bir meditasyon yaptık. meditasyon bittikten sonra genelde bana ne düşündüğümü sorar. kısa bir kaç cümle kurdum. aslında daha çok düşünmemeyi düşünmüş olabilirim. sen ne düşündün dedim. doğduğu yerdeki kayaları düşündüğünden bahsetti. dedesi, babası ve niceleri artık hayatta olmasa da o kaya hala oradaydı. o kaya onlar varken de oradaydı ve onların var olduğunu görmüştü. bu durumda hiçbir şey yok olmadı dedi. (oysa bir kaç ay önce sonsuzluk konusunda tartışmıştık. ona göre ben sonsuzluğa inanmayı tercih eden bir romantiktim. fakat ona göre bir düğme vardı ve sonsuza gelmeden kapanır, ekran kararırdı. bana göre ise sonsuzduk. bu yaratanla beni eş değer kılan bir sonsuzluk değildi fakat buradan öncemiz olduğu gibi bir sonramız da vardı. ) ben bunu duyduğuma sevindim. kayaları aştığını düşündüğünü ama hala bir yerlerde o kayaların var olduğunu ve onlarla çevrili olduğunu hissettiğini, dağ insanı özelliklerini taşıdığını anlattı. düz ve dümdüz bir yerde doğan insanın nasıl da farklı olabileceğini konuştuk. ben de meditasyonun sadece düşünmemekten ibaret olmadığını bazen kendin üstüne düşünme kapısını araladığını fark ettim.

Hiç yorum yok: