21 Ağustos 2019 Çarşamba

sayık ve de bayık

işle ilgili olarak oldukça bunaldığım bir dönem. neredeyse 1 yıldır da böyle. artık çok sıkıldım. kendimi hayatın işten ibaret olmadığını hatırlatarak teselli etmeye çalışıyorum. ama bu da koca bir yalan. uyuduğum süreden fazla buradayım. işe genelde söylenerek gelmem. pazartesilerle derdim yoktur. iş rutinlerimi severim. okul gibi gelir. okulu da severdim. ama bu aralar ayaklarım geri geri. dört duvar arasında köreliyoruz. canımı sıkan şeyler yok gibi yapmak ne kadar doğru? ondan da emin değilim. yazmak belki iyi gelir ama bu konuda daha az konuşmaya ve daha az düşünmeye karar verdim. çünkü hayat canımızı sıkan şeylerin çok ötesinde. sporumu arttırıp, beslenmemi düzene soktukça, daha çok okudukça, yürüdükçe, deniz kenarına gittikçe, yeşile baktıkça, pedroyla oynadıkça hayat anlamlı. hayatın anlamını fark edip, prensiplerinden vazgeçmeden yaşadıkça da huzur kaçınılmaz aslında. mutluluk değil de huzur şart be dostum. saçmalamasam olmazdı.

Hiç yorum yok: