3 Kasım 2011 Perşembe

daraldım.

bu ne bilmiyorum. ama iyi bir şey değil bu. mesela biraz kalender bir müvekkil, duruşmaya gelirken tıraş olup, kendince en düzgün kıyafetini giydiğinde, ceketinin önünü iliklediğinde niye duygulanır ki insan?


ya da dünyanın en korkunç kazası kardeşinin başına gelmiş bir kadın, yaşadıklarını hiç abartmadan, tüm sadeliğiyle, ama çıplaklığıyla anlatırken ve arada gülümseyebilirken, en ufak bir abartısı yokken ve içtenken, niye ona sarılıp ağlamak ister?


adliye öyle bir yer ki bazen de hiç tanımadığım bir insanın gözündeki acıdan gözlerimi kaçırıveriyorum.


orada oyun oynayanlar sadece çocuklar ama ben bazen hepimizin orada oynadığına inanmak istiyorum.orada olanların gerçek olmadığına.


o bina var ya , zaman zaman göründüğünden de siyah.

Hiç yorum yok: