6 Ekim 2011 Perşembe

yok

sen her gün bir yolu yürürken,yolda yürürken öyle önüne bakarken, o anda bir şeyler düşünürken, kulağında bazen güzel bir şarkı çalarken, her sabah köşede servisini bekleyen o adamı, sonra yol kenarında mendil satan teyzeyi ve en sonda deri ceketli baba ile oğlunu ve biraz geride kalmış anneyi görürken, annenin yıllar geçtikçe biraz çöktüğünü ama babanın giderek gençleştiğini farkederken, o yolun sonunda bir şeye binip, başka bir yere gelirken, merdivenler inerken ve çıkarken, bir parkı geçerken, kimi sabahlar köpeklerden korkarken, suya bakarken, asansörün düğmesine basıp, birileriyle karşılaşınca en sevdiğin kelimeyi söylerken, günaydın derken, bir masaya oturup, bir ekrana bakarken, çay koyup, ekmek arası bir şeyler yerken, bir çantaya evraklar doldurup, gri bir binada koştururken, insanlara bakarken, hikayeler dinlerken, gülerken, güler gibi yaparken, gözlerin dolarken, koridorda sevinçle yürürken, masa toplarken, notlar alıp, yapılacakları listelerken, parmakların minik karelere çarptığında tıkır tıkır sesler çıkarırken, bazı akşamlar eve gidecek halin bile kalmazken, sokaklarda uzun uzun yürürken zaman nasıl çabuk geçer?

Hiç yorum yok: