17 Aralık 2009 Perşembe

Mushaboom

Her gece topuklularımla, bütünleştirdiğim bir kıyafet hazırlıyorum kendime ve alarmımı 6:45’ e kuruyorum.

Her akşam “yarın sabah 8’de , herkesten önce işte olacağım “diyorum. Daha çok çalışmaya, işleri toparlamaya dair hayaller kuruyorum.

Her akşamüzeri, midem kazındığında zararlı bir şeyler yememek için direniyorum.

Her öğlen; öğleden sonra iyi iş çıkaracağıma ve uyku bastırmayacağına dair kendimi motive ediyorum.

Her gün öğle yemeğine yakın, deliler gibi acıktığımda, hızlı bir kahvaltı etmeyeceğim ve yumurtalı, ballı tereyağlı bir menüyle tıka basa doyacağım” diyorum.

Ve bu aralar her sabah istisnasız olarak;

Önce tekrarlama modunu kapattığım alarmım çalarken uyanıyor ve o sustuğunda 7:45 ‘e kadar uzanan bir uykuya dalıyorum.
Uykuya daldığım esnada ; topuklularla işe geç kalacağımı düşünerek, bir gece önceki kreasyonumun altına yedek düz bir ayakkabı icat etmeye çalışıyorum.
Bu esnada kafamdaki kıyafetle çok üşüyeceğimi düşünüp, eğer uykum çok ağır değilse o anda ev ahalisinden birine yağmur yağıp yağmadığını soruyor ve netice de planlanan kostümü kafamda eliyorum.
7:45’de kalkan biri olarak sabah 8’de işte olabildiğimi düşünmüyorsunuz heralde?
Derken alelacele bir kahvaltı edip, evden fırlıyorum.
İşleri sıralara sokup, o sıralardan şaşıyorum.
Hep çok acıkıyorum, arada ipin ucunu kaçırıyorum.
Bu aralar biraz yuvarlanıyorum ve bir şeyi 40 kere de söyleseniz olmayacağını biliyorum.

Hoşçakalın.

3 yorum:

resimli günlük dedi ki...

sevdim bu yazıyı,bana kendimi hatırlattı :)

cometa dedi ki...

yengeçlerin ortak özelliği mi acaba:)

Neyir İren dedi ki...

7.45te kalkmak mı? hayal gibi :)ben her sabah 7.45te şirkette oluyorum, şaka gibi...