bir haftasonu istanbul'da nasıl geçti. cumartesi yürürken bunu düşündüm. eskiden yaşadığımız belli bir dönem için vay be ne günlermiş ne bol vaktimiz varmış falan deriz biz baharla.sonra başka bir dönem ne yaşadığımızı bilmeden oradan oraya savrulmuşluğumuz da var çünkü. bu cumartesi ve bu pazar çok güzeldi.
aslında her şey çok basitti. sabah erkenden uyandım. evi topladım. kürşad'ın üşüyorum çığlıklarını duymak pahasına evi havalandırdım. o arada güzel bir kahvaltı hazırladım. neyirin aldığı fıstıklı tulumdan koydum, ekmekleri kızartmak için tavaya yerleştirdim, yumurtaları kırdım, sucukları doğradım, domatesle pişirdim. sonra içimden aniden dışarı çıkmak geldi. kürşad uyuyor. baharı aradım. uyanık. giyindik. kahvaltıyı kürşadla recoya hediye ettik. istikamet maçka. akali. burası çok güzel bir mekan. istanbula yolunuz düşerse, nişantaşına falan gelirseniz, oralarda ikamet ediyorsanız, abuk sabuk bir yerde yemeyin kalkın üşenmeyin, buraya gelin. çizkek güzel, kahvaltı güzel, kahve güzel. sonra dedik ki deli gibi yedik haydi yürüyelim. günün sonunda maçkadan istinyeye varmış durumdaydık. bir soda içtik evimize vardık. akşam boyhoodu izledik. güzeldi.
pazar aynı kahvaltıyı tekrar hazırladım. bu sefer omleti kabaklı kırmızı biberli yaptım. evde yayıldık da yayıldık. kürşadla biraz yemek yaptık. sonra yine kendimizi yollara attık. bu sefer istinyeden tarabyaya. yürümek insana iyi geliyor.
akşam turşu yaptım ilk defa. bir sebze çorbası azıcık tv cumba yatak.
bu haftasonunu aratmayacak günlerimiz olsun.
19 Ocak 2015 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder