Dün danstan çıktıktan sonra cafe des cafe de otururken, her masa doluydu, , birileri cappucino içerken, diğerleri yemek siparişi veriyordu, sesler birbirine karışıyordu. İtalya’da bir mekanda otururken, etrafta hissettiğim o gürültülü sıcaklık vardı gibi ukalaca bir laf edeceğim kısacık oraları görmüş biri olarak ama öyleydi. Sonra ben Didem’le Bahar’a dedim ki, burası bugün İtalya gibi.
Sonra telefonuma bir mesaj geldi. Biz çığlık attık.
Bu sabah iş yerine geldiğimde masamda Ferzan Özpetek’in Karşı Pencere’si vardı. A ben bunu izlemiştim dedim. Demet Hanım soundtrack’i o dedi. Ofisimiz “la finestra di fonte” nin notalarıyla doluydu o anda.
Ben Demet Hanım’a hayatta bazen ne tuhaf tesadüfler var dedim. O tesadüfler yok dedi, işaretler var.
Bugün hava güneşli. Ben mutluyum. Hayal ettiğim şeyler olmasa bile mutluyum. Çünkü uzun süreden sonra ilk kez bir şeyleri hayal ederken dünyayı unuttum.
Sonra telefonuma bir mesaj geldi. Biz çığlık attık.
Bu sabah iş yerine geldiğimde masamda Ferzan Özpetek’in Karşı Pencere’si vardı. A ben bunu izlemiştim dedim. Demet Hanım soundtrack’i o dedi. Ofisimiz “la finestra di fonte” nin notalarıyla doluydu o anda.
Ben Demet Hanım’a hayatta bazen ne tuhaf tesadüfler var dedim. O tesadüfler yok dedi, işaretler var.
Bugün hava güneşli. Ben mutluyum. Hayal ettiğim şeyler olmasa bile mutluyum. Çünkü uzun süreden sonra ilk kez bir şeyleri hayal ederken dünyayı unuttum.
3 yorum:
merhaba iyi günler. "mervejustagirl@gmail.com" adresinize bi e-mail attım bakarsanız çoooook sevinirim... iyi günler...
ilk şarkı çok güzel değil mi? bence giorgia'nın söylediğinden bile güzel :)
ve "I sooo believe in signs!"
ah o şarkılrın hepsi güzel:)
işaretlere inanmak da keyifli bir şey:)
Yorum Gönder