5 Temmuz 2010 Pazartesi

Titanic

Yer:
Gölbaşı
Oyuncular:
Ayağı ameliyatlı Sorumluluk Duygusu Gelişmiş Taylan
Maceraperest Cesur Pınar
Korkak ama Vurdumduymaz Merve

Olaylar:
Pınar:Hadiiiiii deniz bisikletine binelim.
Taylan:….
Merve:Hımmm sanki yağmur yağacak gibi, ben bir kere binmiştim ama Kürşad çevirmişti pedalları, şimdi Taylan’ın da ayağı sargılı, başka sefer mi binsek?
Pınar: Hadiiii hadiiiiii
Taylan…

Allah var, Taylan huysuzluk yapmadı, az sonra havanın bozacağı aşikar olmasına rağmen, geziye engel olmadı.

Ve bindik.

Aslında her şey güzel başlamıştı. Eymirdekinin aksine can yeleği falan da giymedik.
Taylanın öyle değil böyle yapsanız yönlendirmeleri sayesinde az da olsa ilerlemeyi başardık ve derken olan oldu. Hava birden patladı. Rüzgar, dalgalar, göl kenarından ne dediğini anlayamadığımız bir telaş içinde bize bağıran adam ve rüzgar ve dalgalar ve ıslanmak, sallanmak, sallanmak… Ve bir şekilde çok da açılmadığımız için sağ salim yanaşıp, indik bisikletten:)

Günün sonuna Taylan’ın şu özlü cümlesi damgayı vurdu: “Pınar’la başına her an her şey gelebilir.”

Yine de bir avukat olarak bugüne kadar önünden geçmediğim, gölbaşındaki baro tesisleri harikaydı. Ama en harikası sıkıcı bir Pazar günü ben evde uyuklarken, beni gelip evimden alan, gezmelere götüren, yediren içiren,güldüren, sohbeti tatlı arkadaşlarımdı.

Fikrimi değiştirdim. Günün sonuna yoğun yağış esnasında beni eve bırakıp, kırtasiyeden kalem, için sünger alan Pınar damgasını vurdu.Seni çok seviyorum pinkommmm.

Ve yarın pink martini konserinde görüşelim.

Hiç yorum yok: