Hayatta hiçbir zaman hırslı bir tip olamadım. Bu iyi mi kötü mü bir türlü karar veremiyorum ama bir işi hakkıyla yapabilmek için de "hırs" gerekli biliyorum, dozunda;ne eksik ne fazla.
Kıskanmadım öyle hiçbirşeyi. "Bu kitabı ben yazmalıydım, daha iyi yazardım" diyemedim, kimsenin elbisesine, işine, arabasına bakıp iç geçirmedim. "Ah şu ses benim olmalıydı" da demedim.
Kıskanmadım öyle hiçbirşeyi. "Bu kitabı ben yazmalıydım, daha iyi yazardım" diyemedim, kimsenin elbisesine, işine, arabasına bakıp iç geçirmedim. "Ah şu ses benim olmalıydı" da demedim.
Demedim ama; değişik bir pasta, görülmemiş bir kurabiyeye bakınca bunu ben yapmalıydım diyorum ben." Bunu nereden öğrenebilirim" diye soruyorum, off çekiyorum, "ben yapsaydım keşkee" diye söyleniyorum. O malzeme nerede satılır, kalıpları nereden bulurum diye araştırıyorum, durmadan kitapları karıştırıyorum.Yaşım 26 'yı geçiyor ve ben ne konuda hırslı olduğumu buldum da bir de para bulsam, imkan bulsam da sadece bu işi yapsam? Güzel olmaz mıydı yaa?
Fotolara gelincee:
Bir zamanlar burada da bahsettiğim oyunun halen müptelasıyım.Henüz listemin birincisi değilim ama istedimki siz de görün, siz de sevinin nerelerden nerelere geldiğimi anlayıp:) 2-3 ocakla ve tek garson Kürşad'la açtığım müessese ne aşamada gözlerinizle görün. Artık bünyesinde sayısız ocağı, hoş dekorasyonu ve cefakar garsonları bulunduran( şef Kürşad olmak üzere; Selma, Didem, Yudum, Candan ve Pınar) ve kalitesinden ödün vermeyen bir mekanız.
Bahar'ın da var bir cafesi. Seninki güzel benimki güzel diye didişip duruyoruz. Arada açıp babama da gösteriyoruz. "aa sen bahçeyi iyi düşünmüşsün" "aa senin de dekorasyon iyiymiş" diyor bir türlü "seninki daha güzel olmuş"diyemiyor babam.
İşte böylee.
Öperim sizi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder