Sakince soruyorum caddeden bindiğmiz sarı dolmuşun şoförüne; “daha çok
bekleyecekseniz biz inelim.” “Yok” diyor, “inmeyin, şimdi taksiye binseniz en
az 60 lira tutar. İsterseniz o parayı bana verin, ben kimseyi almadan götüreyim
sizi”. Ben cevap vermiyorum. Kürşad “biz taksim’e gitmeyeceğiz abi” diyor. Bir ışıkta
4 kere kırmızının yandığına şahit olduktan sonra yavaş yavaş ilerliyoruz. Dolmuşlar
hızlı giderken onları durduramaz mıyız biz diye düşünüyorum. Ankara’da hızla
geçen dolmuşları hep görür, hep durdururduk . Ama esat dolmuşları da dura dura
gider, pardon giderdi. Artık ne yaparlar? Bunları kürşad’a anlatmıyorum. Sadece
düşünüyorum. Şöför sigara yakıyor. Sigara kokusu bana bir sürü farklı şeyi
hatırlatıyor. İnsan hiç sigara içmese bile o kokunun çağrıştırdığı binlerce
anısı mı oluyor? Sanki soğuk olsa daha çok şey hatırlayacağım ama hava sıcak.
Koku biraz babam, biraz kış, biraz iş, biraz annemin teyzeleri.Bira da böyle
bir şey. Hiç içmesem de kokusunun çağrıştırdığı bir dolu şey var.Dolmuştan inip
taksiye biniyoruz. Benim aklıma yine dayımın öldüğü geliyor. Son zamanlarda
neden onu çağırmadım diye bir acı saplanıyor içime. Taksiye biniyoruz. Taksi de
barış manço çalıyor. Ben biraz ağlıyorum. Kürşad ne oldu diyor ben ona “barış
manço dinlemeyeli yıllar olmuştur” diyorum. O anda taksici radyoyu kapatıyor.
İdo’nun albüm tanıtımının yer aldığı bir billboard önünden geçerken aklıma
birden, anneme “dayımda gelse keşke bayramda o da bizde kalır” dediğim geliyor.
Annem bunu dayıma söylemiştir değil mi? söylemiştir. Biraz içim rahatlıyor.
Merdivenleri çıkarken kürşad, ben aslında barış mançonun o şarkısını hiç
duymamıştım diyor. Ben de aldatılan barış manço yazmış sanki o şarkıyı deyip “hayır
hayır yüzbinkere hayır” şarkısını söylüyorum. Barış mançoyu çok sevip öldüğünde
çok üzüldüğüm geliyor aklıma. Sonrasında şarkılarını çok fazla dinleyip barış
mançodan bıktığımı hatırlıyorum. 99 ‘da ölmüştü diyor kürşad. “Evet” diyorum. “Aylardır
konuşmayan anneannem öldüğü gün tv’ye dokunup iyi adamdı demişti”. Kapıyı
açıyoruz. Ev temizlenmiş, balkona çıkıp çiçekleri suluyorum. İnsan bazen birini
ne kadar sevdiğini tahmin edemiyor, sevdiğini biliyor da ölçüsünü bilemiyor.
4 Eylül 2014 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Allah sabır versin.. Mekanı cennet olsun.. Bence yazdıklarınız ve düşündüklerinizle zaten onu içinizde yaşatıyorsunuz,tek fark göremiyorsunuz.En kötü tarafı zamanla çoğalması bu özlemin.. Dilerim daha kısa zamanda alışırsınız.
Yorum Gönder